KOLEKSİYON SERGİSİ
KÜRATÖR: DR. NECMİ SÖNMEZ
John Gerrard, Endling (Martha), 2020.
Borusan Çağdaş Sanat Koleksiyonu’ndan seçilmiş çalışmaları bir araya getiren Dijital Mitolojiler sergisi, Yeni Medya Sanatının farklı üretim olanaklarıyla şekillenen deneysel yaklaşımlarını ön plana çıkarıyor. Artık güncel yaşamın bir parçası olan “dijital tecrübeler” 2000’li yıllardan itibaren yaratıcı sanatçılar için daha önce mümkün olmayan birçok araştırmanın kapılarını araladılar. Borusan Çağdaş Sanat Koleksiyonu bu tür araştırmalar üzerine yönelen karakteriyle dijital imge üretiminin altını çizdiği “yeni görselliğin” izini sürmektedir. Sergi bu görselliğin gündeme getirdiği imgeleri karşılaştırmalara dayanan bir yaklaşımla büyüteç altına alıyor. Birer Yeni Medya Sanatı örneği olan neon heykeller, video yerleştirmeleri ve manipüle edilmiş fotoğraflar, klasik üretim teknikleriyle şekillenmiş kolaj, tuval, kâğıt çalışmalarıyla bir araya geldiklerinde “hareketli imaj” ile “duran imaj” arasındaki farklılıklar eşzamanlı olarak ortaya çıkıyor.
Yeni bir üretim biçimi olan dijital teknikler sanatçılara kendilerine ait mitolojileri kurgulama olanağı sağladı. Daha önce tanrıların, tanrıçaların hikâyelerinden oluşan mitoloji demokratikleşerek günlük hayatın parçası olan veriler haline geldi. Böylece sanat kendini kuşatan kutsallıktan, yücelikten sıyrılarak elektrik ışığının, neonun aydınlattığı koridorlarda günümüze ait duyguların, düşüncelerin ortaya çıktığı imgesel alanlara dönüştü. Sergi, kurulduğundan beri klasik müze anlayışını sorgulayan Borusan Contemporary’de Dijital Mitolojiler olgusunu gündeme getirirken, Perili Köşk’ün mekânlarına yeni bir bakış getirmeyi hedefliyor ve binanın her katında aynı sanatçılara ait eserlerin bir araya gelmesiyle oluşan bütüncül örgünün odağına yerleşiyor. Bu örgü serginin farklı bölümlerinde ortaya çıkan kişisel yorumları birbirine bağlayan kavramsal bir çerçeve oluşturduğu için önemli. Böylece serginin başlangıç noktasında yer alan Brigitte Kowanz’ın çalışmasıyla sekizinci kattaki Keith Sonnier’ye ait neon yerleştirme izleyicilere kurgulanan görsel ortaklıklar hakkında ipuçları veriyor.
Borusan Contemporary’nin kafeteryasının yer aldığı alanda pek az izleyicinin fark edebileceği Ayşe Erkmen’e ait bir yer heykeli vardır. Varla yok arasında kendisini konumlayan bu çalışmanın çok renkli yapısı serginin farklı katlarında gözlemlenen soyut işlere (Yağız Özgen, Niko Luoma, Sol LeWitt, Markus Linnenbrink başta olmak üzere) gönderme yaparak bir tür referans çizgileri ağı oluşturur. Bu sayede sergideki dijital yaklaşımlara paralel bir koordinatlar sistemi de kendisini belirgin kılar. Renklerin dış dünyaya gönderme yapmadan kendilerine özgü sistemler içinde değişik sanatçılar tarafından yorumlanmaları günümüz sanatının farklı kıtalarda ve coğrafyalarda üretilmiş olmalarına rağmen ortak paydalar altında ele alınabileceklerini ortaya çıkarmaktadır. Bu sayede “hareketli imajlar” ile “duran imajlar” arasında kurulan eşzamanlı diyalog izleyicileri adeta görsel bir labirentin ortasına çeker. Dijital Mitolojiler sergisi, altında koruyucu bir ağ olmadan güncel dünyanın farklı soru/n/larına yanıt arayan uluslararası sanatçıların çalışmalarını bir araya getiriyor.