Blog

Nefrete Karşı Sevgi, Bilinçle Barışık Bilinçaltı

30 Mayıs 2022 Pzt

Deniz Can, Shilpa Gupta’nın “Ben Uyurken” isimli eserini rüyalar ve bilinçaltı temaları çerçevesinde değerlendiriyor.

DENİZ CAN
denizdcan@me.com

Karanlığın içinde nefes nefese yolumu bulmaya çalışırken, bir anda kendimi bir dağın tepesinde, bir yamacın kenarında buluyorum. Şimşekler çakıyor, yağmur yüzüme vuruyor. Siyah beyaz bir filmin içinde peş peşe düşen yıldırımları takip eden gök gürültüsünün şiddetiyle kulaklarım uğulduyor. Bir anda aradığım şeyi bulduğum hissine kapılıyorum. Derken koca beyaz bir çarşaf rüzgârın etkisiyle kurtulması imkânsız bir maske gibi yüzüme ve vücuduma yapışıyor. Nefes almaya çalışırken bir anda uyanıyorum. Bu uyanma anı bünyemde bir şaşkınlık yaratıyor. Bir kâbus mu gördüm, bu gördüklerim ne anlama geliyor diye düşünürken yaşananların ‘gerçek olmadığını’ fark ederek rahatlıyorum. Etrafıma bakıyorum, her şey normal ve görünürde değişen hiçbir şey yok. Gördüğüm kâbusun dışarıda akıp giden hayata hiçbir etkisi olmadığını görmek bir nebze de olsa içimi burkuyor. Yavaş da olsa bu gerçekçi rüyanın etkisinden çıkıp yeni güne başlıyorum.

Bunun tam tersini de yaşamışlığım oldukça fazla. Huzurlu bir rüyadan her şeyin değiştiği, alt üst olduğu bir dünyaya uyandığım bir deprem sabahını unutmam mümkün değil. Kimi olaylar, değişim ve dönüşümler, neyin rüya neyin gerçek olduğunu sorgulamama sebep oluyor. Shilpa Gupta’nın While I Sleep / Ben Uyurken (2008) isimli ışık yerleştirmesi de benzer bir şaşkınlığı hatırlatıyor. Ancak beklenmeyen bir gerçeklikle yüzleşildiğinde ya da rüyada deneyimlenen gerçekliğin dışında bir gerçeklikle karşılaşıldığında yaşanılabilecek bir şaşkınlık bu; bir algı sıçraması (shift in perception). Gupta’nın yapıtını oluşturan ışıklı metin “Her gün uyandığımda, ben uyurken değişmiş bir dünya buluyorum” diyor. Çağrışımlarla dolu bu cümle en sevdiğim yazarların başında gelen Ursula K. LeGuin’in Rüyanın Öte Yakası adlı kitabını aklıma getiriyor. Rüyalarıyla içinde yaşadığı dünyayı değiştirme yeteneği/lanetine sahip Bay Orr’un idealist ve hafif çatlak Doktor Haber ile olan diyaloğuyla yön değiştiren hikâye Gupta’nın yapıtıyla benzer temalara farklı bir yönden yaklaşıyor. DİKKAT SPOILER İÇERİR. Bay Orr gördüğü kabusların diğer insanların, kimi zaman sevdiği ve tanıdığı insanların ölümü de dahil bir takım değişikliklere sebep olduğunu gördüğü çocukluk döneminden itibaren derin uykuya dalmaktan korkmaktadır. Fakat Doktor Haber onu, rüyaları kontrol edebileceklerine ikna eder ve değişim böylece başlar. Haber’in niyeti hastasının rüyaları aracılığıyla çevre felaketleri, aşırı kentleşme, savaş gibi olayların önüne geçmektir. Haber’in niyeti görünürde iyidir, dünyadaki kötülüklere bir çare bulmaya çalışmaktadır. Ancak, önce duvardaki bir resimle başlayan değişim bir uzaylı istilasına kadar varır ve bilinçdışının kontrolünün sanıldığı kadar kolay olmadığı da bu süreçte ortaya çıkmıştır.

Shilpa Gupta, “Ben Uyurken”, 2008.

Shilpa Gupta bahsi geçen eserinin de dahil olduğu sanatsal üretimlerinde ayrımcılığa yol açan bilinç dışı süreçlere odaklanmaktadır. Harvard Üniversitesi’nden psikolog Mahzarin Banaji’yle birlikte insan zihninin ırk, cinsiyet ve cinsel yönelim gibi unsurlar temelinde bilinç dışı önyargılar geliştirme kabiliyetini inceleyen Gupta, uykuda işleyen bu mekanizmanın güncel yaşantımızda nasıl gerçekliği değiştirebileceğini hatırlatıyor. Korkutucu bir farkındalık. Yine de bilinçli yaşantılarımızda nelere maruz kaldığımızı daha dikkatli bir şekilde gözden geçirmemize de bir çağrı olarak okumak mümkün. Önce kendimizi sonra da birlikte yaşadığımız toplumu ve nihayetinde dünyayı kendimiz ve başkaları için tahammül edilemez bir hale getirmemenin önemli bir parçası da olabilir bu farkındalık. Shilpa Gupta’nın da ifade ettiği gibi nefreti doğurmanın çok kolay olduğu bir dünyada sevgiyi teşvik etmenin de yollarını bilinçli bir çabayla bulabilir miyiz? Nefrete, farklılıklara ve korkulara odaklanmak yerine benzerliklere, paylaştığımız bu gezegene ve birbirimize olan sorumluluğumuza odaklanmak belki hepimiz için bir başlangıç olabilir.

 

YAZAR HAKKINDA
Deniz Can
İzmir’de 2011 yılında program koordinatörlüğünü üstlendiği KKSM ile sanat sektörüne dahil olan Deniz Can, burada yerel yönetimler, kültür kurumları ve üniversitelerin desteğiyle aylık çıkardığı rotalar üzerindeki sergilerin anlatım eşliğinde gezildiği ilk Sanat Rotası etkinliklerini gerçekleştirdi. Etkinlik serisi, bugün kurucu ortağı olduğu deneyimsel sanat girişiminin tohumlarını attı. Sanat ve izleyici deneyimi odaklı çalışmalarını İstanbul, İzmir ve yurt dışında sürdüren Can, İzmir’de kuruma bağlı edindiği küratörlük tecrübesini bağımsız olarak sürdürmek üzere İstanbul’a yerleşti. Özel İzmir Amerikan Koleji, Koç Üniversitesi Ekonomi Bölümü ve İstanbul Bilgi Üniversitesi Kültür Yönetimi Yüksek Lisans eğitimini tamamlayan Can, akademik yazım alışkanlığını profesyonel olarak sürdürmektedir.

Sayfayı Paylaş