Kira Perov ile Bill Viola’nın Yaratıcı Süreçleri Üzerine Bir Söyleşi.
MERVE ÜNSAL
merve.unsal@gmail.com
Bill Viola’nın Geçici sergisi vesilesiyle, Viola’nın eşi ve Bill Viola Stüdyosu’nun yöneticisi Kira Perov ile görüştük. Perov aynı zamanda Viola’nın sergilerinin küratörlüğünü, organizasyonunu ve koordinasyonunu üstleniyor. Video sanatının tarihinden bahsederken mecranın değişimini son elli yılda Viola’nın pratiği üzerinden birlikte okuduk.
Perov ile Deniz Can’ın gerçekleştirdiği, sanatçının üretim süreçlerine yoğunlaşan söyleşiyi okumak için lütfen buraya bakın.
Merve Ünsal: Bill Viola, hareketli görüntü alanında bir öncü olarak tanınmaktadır. Öncü olmanın ne anlama geldiğini sormak istiyorum; sanatsal bir mecra olarak kolayca kabul edilemeyen biçimleri ve yöntemleri kullanmanın kabul kazanmakta zorlukları da beraberinde getirdiğine eminim.
Kira Perov: 60'ların sonunda ve 70'lerin başında ortaya çıkan ve gelişen pek çok yeni sanat biçimi vardı. Bunların kabulü oldukça yavaş oldu. Ancak bu dönem aynı zamanda çok heyecan verici bir zamandı ve sanatçılar bu biçimleri, özellikle de eylem ya da performans sanatını sıklıkla videoyla kaydedilmiş olarak denemeye istekliydi. Bu mecraların müzeler tarafından sanat olarak kabul edilmesi de uzun zaman aldı. Böylece sanatçılar ve konuyla ilgilenen küratörler, genellikle film festivallerine bağlı olarak video festivalleri oluşturarak video için yeni bir forum oluşturdular. Bu, mecranın paylaşılmasını ve büyümesini teşvik etti ve bu yeni sanat biçimini savunmak için birçok çalışma üretildi. Örneğin, Wulf Herzogenrath’ın küratörlüğünü yaptığı, 1977 documenta’sındaki medya bölümünü görmezden gelmek zordu. Bu, Nam June Paik, Wulf Vostell, Bruce Nauman ve Bill Viola gibi sanatçıların dahil olduğu çığır açan bir sergiydi. Herzongenrath bu sergide Bill Viola’nın 1976 tarihli bir yerleştirmesini gösterdi: Sizin İçin Ağlıyor. Böylece Viola, ilk defa böyle uluslararası bir sergide işlerini göstermiş oldu. 70'lerin başlarında işlerini farklı yerlerde göstermişti, ancak ilk kez böyle bir uluslararası kabul görüyordu. Bu tarihlerde sanatçılar videoyu sadece video kaset işler olarak değil, üç boyutlu çalışmalar olarak da kurgulamaya çalışıyorlardı. Bu ikinci grup işler sergilerde çoğu zaman es geçiliyordu, çünkü videolar ancak bir monitörde, bir kutuda gösteriliyorlardı ve bir süre oturup onları izlemek sıradan ziyaretçiye zor geliyordu.
Yavaş yavaş video sanatı genel halk tarafından da kabul görmeye başladı. 1983 yılında, Whitney Müzesi'nin (New York) medya küratörlüğünü yapan John Hanhardt'ın, Whitney Bienali için Bill'den yeni bir iş sipariş ederek Bellek Tiyatrosu’na vesile olduğunu biliyorum. Video ilk defa diğer işlerle aynı katta, resim ve heykellerle yan yana gösteriliyordu. İşleri başka yerlerde göstermiştik, ancak bu sergi bizim için yeni bir şeyi temsil ediyordu. San Francisco MOMA ve Long Beach Sanat Müzesi gibi video programları geliştiren başka kurumlar da vardı. LBMA alışılmadık bir medya sanat merkezine sahipti - sanatçıların eserlerini üretip post prodüksiyon yapabilecekleri bir yerdi. Ürettikleri tüm işlerin bir kopyasını sakladıklarından, LBMA koleksiyonlarında 4.000 video kasetten oluşan bir birikim oluşmuştu; Yerel, bölgesel, ulusal ve uluslararası sanatçıları içeren bu koleksiyon şimdi restore edildi ve dijital mecraya taşınarak korundu; Getty arşivlerinde saklanıyor.
MÜ: Kurumların tepkileri ve mecraya verdikleri cevap zaman içinde değişti mi?
KP: Çok değişti. Mesela New York’taki MoMA’da uzun süredir video küratörlüğünü yürüten Barbara London, 25 yıldan uzun bir süre video gösterme programını yürüttü. Tabii ki, uzun süre boyunca müzedeki önemli galeri alanları ona verilmedi. Yeni çalışmalar ve yeni sanatçılar için sık sık proje alanı denilen yeri kullandı. Elbette ki bu mekanlar tuvaletin hemen yanındaydı ve hep video sanatının müzelerdeki bu ‘konumu’yla ilgili şakalar yaptık. Viola’nın documenta’da gösterilmiş olan Sizin İçin Ağlıyor eserini 1979’da MoMA’da gösterdik. Sonunda 1987’de ana galerilerde sergi yapabildiğinde Viola’nın üç büyük yerleştirmesini gösterdi; oditoryumda video kaset işlerden oluşan bir seçki gösterildi. Müze dünyasında MoMA çok önemli bir yere sahip olduğundan dolayı video sanatı için bu çok kritik bir andı.
MÜ: Röportajlarınızdan birinde teknolojinin Viola’nın yapmak istediklerinin gerisinden geldiğinden bahsetmiştiniz. Böyle bir vakayı aktarabilir misiniz? Ne zaman teknoloji Viola’nın işlerini yakaladı?
KP: Bill, en başından beri yavaş hareketle (slow motion) çalışmak istiyordu. 70'lerin başında bunu yapmak gerçekten zordu. İlk deneyleri, bantı elle hareket ettirerek yavaşlatan makaradan makaraya video kaset ileydi. 1976'da, Dört Şarkılar adlı bir seri iş üretti; bunların arasında Kitlesel Bireysellikten Doğruluk’tu. İşler New York'ta bir televizyon kanalı tarafından sipariş edilmişti. Kanalın ekipmanları sayesinde, Bill yavaş hareketi kullanabildi; o zamanlar yavaş hareket elde etmenin tek yolu drum sistemini kullanmaktı. Bu iş görüntünün çözülmesi ve dağılması ile ilgili. Videonun bir bölümü sabah saat 5'de Wall Street'te kaydedildi. Bir kez havaya ateş eden bir silah var, sonra kameraya doğru yaklaşıyor ve tekrar ateş ediyor. Silahı her ateşlediğinde, video ve ses gittikçe yavaşlıyor ve kameraya yaklaştığında yankıların daha yavaş ve derinleştiğini görebiliyor ve duyabiliyorsunuz. Çok hantal bir süreç olsa da şimdi Bill’in o zaman ne yapabilmiş olduğunu izlemek çok ilginç. Başka bir bölümde çok yavaş hareketlerle yere düşürdüğü bir zili kullanıyor ve sesi derin bir gürültüyle yavaşladığını duyabiliyorsunuz. 90'ların sonuna kadar her zaman eski eserlerin sesiyle görüntüyü birlikte kaydettik. 1992'de Bill'in daha yavaş hareketi daha da yavaşlatması gerekti ve Hollywood'da kiraladığımız ve saniyede 300 kare çekebilecek 35mm'lik özel bir kamera kullanmaya karar verdik. Çok sayıda kareyle yavaşladığınızda yavaş hareket gerçekten pürüzsüz ve güzel oluyor. Tutkular serisindeki işlerin çoğu 1999 ve 2002 arasında kaydedildi. Çekim süresi yaklaşık 60 saniye idi ve bu 10 dakikalık yavaş çekim süresine dönüştürüldü.
MÜ: Viola’nın işlerinde biçim ve içerik olarak dünyanın farklı yerlerinden birçok gelenek kullanıyor. Sanatçı nasıl bu çalışma yöntemine vardı? Tarihsel ve geleneksel malzemelerle çalışıyor olmak Viola için ne demek?
KP: İmgelem tarihi Paleolitik zamanlarla başlar ve tüm insanlık tarihinde takip edilebilir. Herkes yaratıcı olma eğilimindedir, ancak yaratıcılık geliştirilmesi de gereken bir şey. Bill’in, İslam’dan Budizm’e, Hristiyanlığa kadar uzanan çeşitli antik mistik metinleri okuması ve yoğun seyahatlerimiz çalışmalarını oldukça etkiledi. Doğudan ve batıdan gelen büyük ustaların yarattığı görüntülere bakmaya zaman ayırdı ve tüm sanatçıların daha önce gelenlerden etkilendiğini anladı. Bugün Buda heykeline sanat eseri diyoruz, ancak “sanat” kelimesi büyük olasılıkla o zaman kelime haznesinde bile değildi. Çağdaş sanat da dahil olmak üzere tüm sanatların bir işlevi olması gerektiğine inanıyorum.
Bill Viola, Karşılaşma, 2012.
Renkli HD video, düz panel ekran.
© Bill Viola Stüdyo izniyle.
MÜ: Zamanın yavaşlatılması işlere sirayet etmiş bir tema ve yavaşlamanın bir yöntem olarak nasıl işlediğini de Viola’nın pratiğinde görmek mümkün.
KP: Bazı bilim insanları, zamanın var olmadığını söylüyor. Zaman sadece hayal gücümüzün bir ürünü. İnsanlar binlerce yıldır zamanı ölçüyorlar, ancak nispeten yakın bir zamana kadar saatler yoktu. Ancak Avrupa’daki tren tarifelerine uyum sağlamak için saat kullanılmaya başlandı. Endüstri Devrimi, büyük insan gruplarının bir şey için tam zamanında bir yerde olmasını sağlamada büyük rol oynadı. Geçenlerde transa giren birini işleyen araştırmacının şüphelerini aktaran bir anekdot okudum. Şaman olan yaşlı kadın, “Göremediğiniz bazı şeyler var. Salı gününü görebiliyor musunuz?“ demiş. Demeye çalıştığım şey tam da bu. Zaman hakkında tam olarak düşünemiyoruz bile, bazı şeylerin daha yavaş olması gerektiğini, nasıl yavaşlatmanız gerektiğini hissediyorsunuz. Her işin kendi ritmi var. Bill Tutkular serisindeki işlerin duyguların arasındaki ince farkları gösterebilmek için çok yavaş olması gerektiğini düşünüyordu. 2000 tarihli Anima işi 80 dakika uzunluğunda. Bir erkek iki kadın üç kişinin portresinden oluşan iş, 60 saniyede farklı duygularla boğuştuklarını gösteriyor. Yüksek hızlı kamerayla çekilen işi daha sonra 10 dakikaya anca uzatabilecekken film editörüyle yakın çalışarak Bill bu görüntüyü yavaşlatarak fotoğrafa bakıyormuşuz izlenimini uyandırmaya çalıştı. Buradaki aynı saatin kollarının hareket ettiğini bilmek, ama görememekteki his.
Bill Viola
Bill Viola 1951’de New York’ta doğdu ve 1973’te Syracuse Üniversitesi’nden mezun oldu. Video sanatının öncülerinden biri olan sanatçı yerleştirme, film ve ses ortamları, düz ekran video işleri üretmektedir; son kırk yılda konser, opera ve kutsal mekanlar için de işler üretmiştir. Viola 1995’te ABD’yi Venedik Bienali’nde temsil etti. Önemli solo sergileri arasında: Bill Viola: A 25-Year Survey, The Whitney Museum of American Art (1997); The Passions, J. Paul Getty Museum (2003); Bill Viola – Visions, ARoS, Aarhus (2005); Hatsu-Yume (First Dream), Mori Art Museum, Tokyo (2006); Bill Viola, visioni interiori, Palazzo delle Esposizioni (2008); Bill Viola, Grand Palais, Paris (2014); Bill Viola. Electronic Renaissance, Palazzo Strozzi, Floransa; Bill Viola. Installations, Deichtorhallen, Hamburg; Bill Viola. Retrospective, Guggenheim Bilbao; ve Bill Viola: Selected Work 1977-2014, Redtory Museum of Contemporary Art, Guangzhou, Çin (hepsi 2017) ); Bill Viola: Visions of Time, SESC (Social Service of Commerce), São Paulo, Brazil (2018); ve Bill Viola / Michelangelo: Life, Death, Rebirth at the Royal Academy of Arts, Londra (2019) sayılabilir.
Viola 2004’te Peter Sellars’ın Wagner’in Tristan und Isolde’a getirdiği yeni yorum bağlamında dört saatlik bir video üretti; ABD, Kanada, Avrupa ve Japonya birçok kez performanslar gerçekleşti. Viola XXI Katalonya Uluslararası Ödülü (2009), Japon Sanat Derneği’nden Praemium Imperiale’in de dahil olduğu birçok ödül aldı. 2017’de Londra’daki Royal Academy’e onur üyesi olarak seçildi.
Kira Perov
Kira Perov, Bill Viola Studio’nun yöneticisi. 1979'dan beri Bill Viola ile yakınen çalıştı, video çalışmalarının ve kurulumlarının yapımında yaratıcı bir şekilde rehberlik etti ve destek verdi. Tüm Bill Viola yayınlarını, dünya çapındaki sergilerini düzenler ve koordine eder. Kira Perov, lisans derecesini 1973 yılında Avustralya Melbourne Üniversitesi'nden dil ve edebiyat dalında kazandı.
YAZAR HAKKINDA
Merve Ünsal İstanbul’da yaşayan bir görsel sanatçıdır. Üretiminde metin ve fotoğrafı alışılagelmiş biçimlerinin ötesinde kullanır. Ünsal sanatçılara odaklanan online yayın inisiyatifi m-est.org’un kurucu editörlüğünü yapmaktadır.